Uyluk kemiğinin alt ucunun ön yüzünde troklea denilen bir oluk ve bunun içinde kayan patella ( diz kapağı ) arka yüzü arasındaki ekleme patellofemoral eklem denir.

Habitüel Patella Çıkığı
Diz tam ekstansiyonda yani uzatılmışken diz kapağının normal yerinde olması ve diz fleksiyona yani bükülü duruma getirilince diz kapağının dışa doğru çıkmasıdır. Tek veya iki taraflı görülebilir. Kızlarda daha sıktır..
Sıklıkla doğuştan bozukluklar sonucu olur.
İlk bulgular genelde 5 ile7 yaşlarında ortaya çıkar. Diz tam uzatılmış durumda iken dizin görünümü normaldir, diz büküldüğünde patella dışa doğru kaymaya başlar ve yaklaşık 30-40 derecelik fleksiyon derecesinde oluğundan atlayarak tamamen dışa kayar. Diz tam açılınca tekrar yerine gelir. Bu girip çıkma , kayma hareketleri dizin her bükülüp açılması sırasında olur ve ağrı yoktur. Bu durum tedavi edilmezse ileride kireçlenme gelişir ve ağrı olmaya başlar.
Tedavide cerrahi olarak gergin olan yapılar açılır ve gerekirse kemik ameliyatları yapılabilir.
Rekürrent ( Tekrarlayan ) Patella Çıkığı
Belli zamanlarda ( haftada - ayda - yılda bir gibi) birden fazla sefer patella çıkığı olmasına denir . Dizin bükülüp açılması sırasında patella normal yerindedir.
Doğuştan veya kazanılmış nedenlerle olabilir;
Troklea veya patella displazisi: Troklea, uyluk kemiğinin alt ucunun ön tarafında yer alan oluktur ve patella bunun içinde hareket eder. Troklea olması gerekenden daha sığ ise patella hareketi sırasında dışa doğru kayar.
Patella alta: Patella normalden daha üstte yerleşmiştir bu durumda stabilite bozulur.
Bağ gevşekliği: Medial patellofemoral bağ, patellayı iç taraftan destekleyen ve dışa kaymasına engel olan bir yapıdır. Bu bağın gevşek olması durumunda da rekürrent patella çıkığı görülür. İlk çıkık genellikle küçük bir travma ile 11ile13 yaşları arasında görülür. Çıkık sırasında hasta şiddetli ağrı duyar ve genellikle düşer. Dizin tam açılmasıyla patella sıklıkla yerine girer. Diz içine kanama olur ve diz şişer. Sonraki dönemlerde çıkıklar sık sık tekrarlamaya başlar. Tekrarlayan çıkıklarda ağrı ve şişlik çok daha az olur.
Hastanın hikayesi, fizik muayene ve röntgen tanıda yeterli olur. Muayenesinde korkutma testi (aprehensıon testi) oldukça değerlidir. Bu testte hastanın dizi 30 derece bükülü durumdayken hekim parmakları ile diz kapağını dışa doğru iter. Hasta bu hareket esnasında çıkık olacakmış hissine kapıldığı için ya muayene edenin elini yakalar ya harekete engel olur ya da dizini tam açarak kasını kasar.

Tedavi genellikle cerrahidir. Yumuşak doku ameliyatlarının yanısıra kemik ameliyatları da yapılır.
